Günter Grassin anilari 2006 yilinda Almanyada yayinlandiginda ortalik karisti. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan yazar, 79 yasina bastigi yil yayinlanan anilarinin bu ilk bölümünde, gencliginde Hitler Gencligine üye oldugunu, dolayisiyla Nasyonal Sosyalist partinin de bir ferdi oldugunu ilk kez acikca yaziya dökmüstü. Oysa amaci sadece hayatinin gizli kalmis bir sürecini itiraf etmek degil, dünya capinda ünlenmis, 20. yy. edebiyatinda önemli yer edinmis, ressamligi, heykeltirasligi, sairligi ve politik durusuyla da Ikinci Dünya Savasi sonrasi Almanyasinda önemli bir yere sahip olmus, Scagina tanik olmus bir aydinin kisisel ve etkileyici gecmisini okuruyla paylasmakti. Grass, kitabinda bir insanin hayatindaki en heyecanli dönemi, kisiligin olustugu, tercihlerin yapildigi önemi anlatiyor. Savasi ve savas sonrasini, sanat ve yoksulluk dolu günleri, asklari, yolculuklari ve unutamadigi bir anneyi, sogana benzettigi bellegin sayisiz tabakasinda yazili anilarla birlikte ve muhtesem bir anlatimla bütün bir hayati sunuyor bize. Bu yil kaybettigimiz bu önemli ismi tanimamiz icin en önemli kitaplardan biri Sogani Soyarken.