Tam olarak ne oldugunu kestirmek zordu ama bunu vücudunda hissedebiliyordu. Derisinde ve gevsemis kaslarinda hissediyordu; sinir lifleri arasinda hafifce köpüren baloncuklar gibi yayilan ve onu sürekli yüksek bir bilinc seviyesinde tutan bir tür sarhosluk, tamamen sakin ve yine de yüksekte olma hissi. Gökyüzü kadar yüksek. Bir orgazm, diye düsündü cosku icinde, sacma bir sekilde uzun süre devam eden bir orgazm. Sadece cok yavas ve nazik bir sekilde azaliyor, gevseyerek bir sonraki olayin beklenti ve merakina dönüsüyordu. Ve ondan sonrakine.
Görünüste birbiriyle ilgisi olmayan üc adam pes pese öldürülür. Ancak öldürülme yöntemleri aynidir ve bu durum cinayetlerin birbiriyle baglantili olma ihtimalini artirir. Elbette Van Veeteren hemen sorusturmanin basina getirilir. Görgü tanigi yoktur ve eldeki tek ipucu, cinayetten önce kurbanlarin, her seferinde ayni müzik parcasinin calindigi telefon görüsmeleri yapmis olmalaridir. Van Veeteren ve ekibi cinayet sebebini belirlemek ve sogukkanli katili bulmaya yaklasmak icin üc kurbanin birbiriyle ne tür bir baglantisi oldugunu tespit etmeye calisir.
Hkan Nesser, kurgu ustaligini, karakter olusturmadaki dehasini bu gizemli hikayede de konusturuyor ve essiz mizah tonuyla ve dogallikla harmanliyor