Dünya klasiklerinin unutulmus eserlerinden biri olan Herkes Tek Basina Ölür, ilk baskisindan yaklasik altmis yil sonra tekrar okurlara kavusarak hak ettigi ilgiyi görmeye basladi. Amerika, Ingiltere, Fransa, Almanya ve Israilde yüzbinler satan, yirmiden fazla dile cevrilen ve cevrilmeye devam eden roman, simdi Everest Yayinlarinin dünya klasikleri dizisi kapsaminda ilk defa Türkcede.
1940larin Berlininde, Quangel cifti siradan sayilabilecek bir yasam sürmektedir. Otto Quangel, fabrikadaki isine gidip gelmekte, Anna Quangel, Nazi Partisinin kadin kolundaki calismalarina devam etmektedir. Bir gün, cephedeki ogullarinin ölüm haberini almalariyla beyinlerinde bir kivilcim cakar. Yalnizca iki kisi de olsalar, bu acimasiz fasizme meydan okumalari gerektigini fark ederler. Böylece Gestapo memurlarini, Hitler yanlisi komsularini, aile dostlarini ve daha nice Berlinliyi kapsayan bir kovalamacanin ortasinda bulurlar kendilerini.
20. yüzyil Alman edebiyatinin en heyecan verici isimlerinden biri olan Hans Falladanin gercek bir hikayeden esinlenerek yazdigi ve ölümünden kisa bir süre önce tamamladigi Herkes Tek Basina Ölür, her kitaplikta mutlaka bulunmasi gereken bir cilt.
Herkes Tek Basina Ölür, sokaktaki insani anlatiyor. Zorbaliga dayanan düzenler tarafindan ezilen herkesin, ahlaki bir zorunluluk olarak,özgürlügü ve insan haklarini korumak icin elinden gelen her seyi yapmasi gerektigini savunuyor. Öte yandan, verilen ütopik mutlakiyet sözleriyle büyülenen kitlelerin, terörün egemenligini nasil kabullenip desteklediklerini ve böylece insani duygularini nasil kaybettiklerini gösteriyor.Moris Farhi
Nazilere karsi Alman baskaldirisiyla ilgili yazilan en güzel kitaplardan biri.