Fallada, yasananlari bu derece gercekci ve dogru bir sekilde, böylesi hayata yakinlikla aktardigi icin övgülerin en büyügünü hak ediyor.
20. yüzyil Alman edebiyatinin en önemli isimlerinden biri olan Hans Falladayi dünya capinda üne kavusturan, beyazperdeye uyarlanan 1932 tarihli Kücük Adam, Ne Oldu Sana, sansürsüz haliyle okurla bulusuyor. Bir süre önce, Falladanin el yazmalari incelenerek, romanda aktarilan gercekleri ve sert siyasi saptamalari bu kadar acik ve ayrintili bicimde yayinlamaya cekinen yayincisi tarafindan metne sansür uygulandigi tespit edilmisti. Falladanin Nazi karsiti faaliyet suclamasiyla bir süre hapsedilmesine de neden olan basyapiti, 85 yil sonra özgün haliyle ilk kez yayinlaniyor.
Roman, 2. Dünya Savasi öncesinde, ekonominin cöküsüyle yoksullugun arttigi ve Nazi rejiminin güc kazanmaya basladigi günlerde gecer. 1930larin Almanyasinda hayata tutunmaya calisan milyonlarca kücük adamdan biri olan Johannes Pinneberg, üc kisilik ailesine onuruyla bakabilmek icin var gücüyle calismaktadir.
Gün gectikce güclesen yasam kosullari, onlari neredeyse aclik sinirina kadar götürür. Pinneberg, hayat mücadelesinde her gün umudunu biraz daha yitirecektir. Nazizmin ayak seslerinin yaklastigi bu ortamda, icinde duydugu büyük öf ke, caresizlik ve haksizliklara karsi sesini yükseltemeyen bütün toplumlarin ortak duygusu olarak tarihe gececektir.
Yasanan gerceklere sadakati inanilmaz... Uzun zamandir Kücük Adam, Ne Oldu Sana
Kadar ilgi cekici bir kitap okumadim.