Hastalarina hayat vermeye calisirken kendini hasta yataginda derin komada bulan acil servis doktoru Lauren, yasam ile ölüm arasinda sessiz bir mücadeleye girer. Annesi bile farkinda degildir bu mücadelenin, servisin bölüm sefi olan hocasi ise coktan fisin cekilmesinden yanadir. Lauren kendini hastanede birakip sesine karsilik aramaya baslar, ulasamadigi yer yoktur ama hic kimse farkinda degildir varligininyoklugunun Ve bir gün, artik baskasinin oturdugu dairesinde yakalanir. Ilk kez görülür, duyulur olmustur Annesinin evini kiraladigi Arthur, genc ve cok basarili bir mimardir. Banyo dolabinda Laureni bulmasini, önce yakin dostu ve ortagi Paulün bir sürprizi olarak düsünür. Ancak Laurenin bir süredir gözlemledigi Arthurla ilgili anlattiklari onu ikna eder ve Laurenin var olma savasina o da katilir
Marc Levynin sinemaya da uyarlanan bu coksatar kitabi ki sinemalarimizda Cennet Gibi adiyla gösterildi, daha ilk sayfalarindan baslayarak okuru kendine bagliyor. Her ani bu sevimli ikiliyle birlikte yasiyor, duygulaniyor, caresizlige düsüyor, umutlaniyor, umutlarini yitiriyor ve büyüklere yazilmis bu masal icin keske gercek olsa diyorsunuz