On dokuzuncu yüzyil Brezilyasinin derinliklerinde Canudos adli bir yer vardir; dünyanin bütün lanetlilerinin; hayat kadinlari, dilenciler, haydutlar ve her tür paryanin evidir burasi. Tarih ve medeniyetin tamamen yok edildigi bu bölge paradan, vergiden, evlilik kurumundan, nüfus sayimindan muaftir. Bu yaniyla devrimci ruhun en saf hali icin bir kazan, gercek anlamda özgürlükcü bir cennetin potansiyelini tasiyan ve Brezilya hükümetinin ne olursa olsun yok etmeye ant ictigi bir eyalettir.
Belki de en iddiali ve trajik olan bu romaninda Mario Vargas Llosa, Canudosu gerceklerden yola cikarak yorumluyor. Toplum ile iktidar arasindaki sonu gelmez ve dehset verici savasin her iki tarafina da isik düsürüyor. Böylece Latin Amerikanin devrimci gecmisini; tutku, siddet ve fanatizmle birlikte gelen yikimi anlatan unutulmaz bir roman cikiyor ortaya.
Büyük ölcekte bir modern trajedi... Dökülen kan gibi karanlik.
Salman Rushdie
Büyüleyici olmayan tek bir sayfasi yok... Vargas Llosa bilhassa savasin yarattigi kargasayi ve kavrayis yetersizligiyle saskina dönen taraflari gözler önüne serebilmis.
The Sunday Telegraph