Annesinin ölümünden sonra büyük bir yalnizliga düsen Lea, kendini dis dünyaya kapatir, babasindan bile uzaklasir. Onu bu ice kapali yasamindan Bern Garinda duydugu bir keman sesi cikartir. Bu ses onun hayatinda bir dönüm noktasi olur, olaganüstü yetenegi ortaya cikar ve tutkuyla keman calarak dis dünyayla baglanti kurar. Ancak Leanin tutkusu babasiyla arasindaki bagi da etkileyecektir, basari yolunda bütün degerlere sirt ceviren kizinin sevgisini ve yakinligini yitirmemek ugruna sectigi yol, babayi siradisi bir karara yöneltecektir.
Lizbona Gece Treni romaniyla milyonlarca okur ve hayran edinen Pascal Mercier, Leada yine insan iliskilerine dair derinlikli bir hikaye sunarken suc ve sucluluk kavramlari üzerine de düsündürüyor.