Amerikan edebiyatinin yasayan en büyük ustasi Philip Rothtan yaslilik, hastalik ve insanin ölüm karsisindaki caresizligi üzerine son derece icten, yogun ve büyüleyici bir kitap.
Fuentes ve Garca Mrquezle birlikte dünyanin en iyi üc romancisindan biri olan Philip Roth icin yasliliga ragmen cinsellik arzusunun artisi, insanin kendi yaratisina, ölüme karsi koymasi anlamina geliyor... Georg Lukacs yazarin, hayatin bütününü kapsamasinin imkansiz olduguna hükmetmisti, Philip Roth Sokaktaki Adamda bu tezi görkemli bir bicimde cürütüyor.
Nadine Gordimer, The New York Times
New Yorkta bir reklam ajansindan emekli olan Sokaktaki Adam görünüste güzel bir hayat sürmüstür Ödüllü bir sanat yönetmeni olarak, genc ve güzel kadinlarin ilgisini cekmistir, kizi ona hayrandir, bir finans dehasi olan agabeyi zor zamanlarinda hep yaninda olmustur. Ancak Sokaktaki Adam artik yaklasan ölümün sesini duymaktadir; cenaze töreninde baslayan roman boyunca cocuklugundan itibaren hastaneye yattigi, ameliyat oldugu, kalp damar hastaliklarinin ortaya ciktigi günleri ve 11 Eylül saldirilarindan sonra tasindigi bir sahil kasabasinda emeklilere resim dersi vererek gecirdigi anlari
hatirlar. Hatirladikca, aklinda mutlu gecmisi kadar, basarisiz evlilikleri, sevdigi insanlara ihanet edisi, ressamlik hayalinin pesinden gitmeyisi, artik asla telafi edemeyecegi pismanliklari da canlanir.