Yil 1944, Ikinci Dünya Savasinin son yazi. Izinden dönen asker Walter Proska, yolda kücük bir birlige rastlar. Ordunun unuttugu bu birlikte, yakici günesin ve partizanlarin bitmek bilmeyen saldirilari altinda Proskanin arkadaslari ölümü arzulayan, delilige siginan askerler haline gelir. Savasin emir-komuta zincirine dayanan kirilmaz döngüsü Proska icin yavas yavas anlamini yitirirken bambaska sorular kendini dayatir Insan görev ugruna vicdanini susturmali midir Düsman aslinda kimdir Secme özgürlügü ne demektir ya da masumiyeti kaybetmeden de taraf secmek mümkün müdür
Siegfried Lenz, Saf Degistireni 1951de kaleme aldi. Ikinci Dünya Savasinin ardindan, Almanyanin o günkü sartlarinda yanki bulmayacagi düsüncesiyle yayimlanmayan roman, gün isigina cikmak icin yazarinin ölümünü bekledi ve yazilisindan 65 yil sonra, ilk kez 2016da yayimlandi. Lenzin eserinin merkezinde, bireyin totaliter yapilarla hesaplasmasi yer alir.
Ahlaki olanla mi daha fazla ilgilenmek gerekir, yoksa bize yarari dokunanla mi Ahlaki olan, her yerde ise yaramiyor. Ise yarayan, her zaman ahlaki degil. Ispati devlet teorisi. Kötülük, yanlislik ve zalimlik acimasizca kullaniliyor. Ve bunu yapan bazi devletlerin hazirda tuttuklari sasirtici bir cevaplari var, lafebeligi de diyebiliriz bir bakima. Tüm insanlar melek olsaymis, devletin bu tür araclar kullanmaya ihtiyaci olmazmis Seytana özgü bir ironi. Despotlarin diyalektigi.