Thomas Mannin 1919 yilinda yayimlanan ve otobiyografik ögeler barindiran anlatisi, Mann ailesiyle yasamis av köpegi kirmasi Bauschan ve sahibi ekseninde temellenir. Yazar, salt büyük bir romanci degil, ayni zamanda daha kücük metin türlerinin de üstadi oldugunu bir kez daha hissettirdigi bu anlatisinda olaganüstü canli, titiz ve ayrintili, yer yer mizah yüklü betimlemeleriyle pastoral bir portre cizer okuruna. Okur, Bauschan ve sahibiyle birlikte Münihte nehir kiyisinda ve kentin yesil alanlarinda günlük gezintilere cikar, Bauschanin fiziksel ve karakteristik özelliklerine yakindan bakma firsatina sahip olur; köpek ile sahibinin arasindaki iliskiye taniklik eder Bauschanin öyküsü, köpegin, insanin yasam alaninin bu denli icinde olmasina karsin ona hala ne kadar yabanci oldugunu anlatir.
Modern edebiyata ickin alegori ve parodi unsurlarinin izlerini sürebilecegimiz Efendi ile Köpegi, kent ile kirsal arasinda kalmis, tarihin yok olusa mahkm ettigi idilde siginak arayan bireyin, Birinci Dünya Savasiyla degisime ugrayan Avrupa burjuvazisinin yasam deneyimine iliskin bir tasvir olarak da okunabilir.