Mekan, kendisi ve dogdugu topraklar arasinda döne döne dans edercesine kacarken, zamana özgü sanilan gücten cok daha fazla gücü oldugunu kanitliyor; saatler gectikce mekan, zamanin olusturduklarina cok benzeyen ama bazi acilardan onlari da asan degisimlere neden oluyordu.
Turizmin altin cagi olarak kabul edilen modern yüzyilda diger sanatlar gibi edebiyat da dünyayla yeni bir bag kurmaya baslamisti. Thomas Mann da bircok cagdasi gibi hayati boyunca seyahat eden, defterlerinde ve mektuplarinda bu seyahatlerin kaydini tutan, onlari romanlarina ve hikayelerine tasiyan bir yazardi. Venedikte Bir Ölümün Tadziosu ve Büyülü Dagin sifa arayan Hans Castorpu gibi karakterler de onun gezilerinden ve uluslararasi duyarliligindan koparilamayacak karakterlerdi.
Yol Hikayeleri, Thomas Mannin gezgin kimligine isik tutan bir derleme; yok olmus bir dünyaya ait resimsel izlenimlerle dolu bir albüm.