Son Aydinlik Yaz

Yasami boyunca Nobel Edebiyat Ödülü dahil hemen hemen bütün saygin ödülleri kazanan ve Ingiliz edebiyatinin en önemli yazarlarindan biri olarak gösterilen Doris Lessing, bu romaninda bireyin üzerindeki toplumsal baskilari ve bu baskilardan kurtulma mücadelesini, erkek egemen toplumda kadin olma deneyimi üzerinden anlatiyor.

Disaridan bakildiginda nörolog kocasi ve dört cocuguyla ideal bir orta sinif ailesine sahip olan Kate, yasaminin bir hapishaneye dönüstügünü hissetmektedir. Sürekli güzel ve sik olmak, evini idare ederken hem kocasinin hem cocuklarinin sorunlariyla ilgilenmek zorundadir. Ve kendisinden bütün bunlari dogasi geregi, yani karsiliksiz yapmasi beklenmektedir. Uluslararasi bir konferansta cevirmenlik yapmak üzere Istanbula giden Kate, orada tanistigi gencle sürpriz bir yolculuga cikar. Bu yolculuk, Katein icsel dönüsümünün de baslangici olacaktir.

1973 yilinda yayimlandiktan sonra feminist bir manifesto olarak nitelenen Son Aydinlik Yaz, Doris Lessingin en sert ve carpici romanlarindan biri.