Yapi bittiginde Don Anselmo onu tepeden tirnaga yesile boyatmaya karar verdi. Günes isinlarinin deger degmez cicekbozugu yansimalarla kiriliverdigi duvarlari gören cocuklar bile sasip kaldi, ardindan kahkahayi bastilar. Ister genc olsun ister yasli, ister kadin olsun isterse erkek, hatta ister zengin olsun ister yoksul, herkes Don Anselmoyu evini böyle garip bicimde boyatmaya zorlayan dürtünün ne oldugunu tartisti, cekistirdi uzun süre. Göz acip kapayana kadar yapiyi Yesil Ev diye vaftiz ediverdiler.
Yesil Ev kimileri icin ahlakin cöküsünü simgeleyen bir mekan, kimileri icinse yasak hazlarin doyasiya tadilabildigi bir cennet. Cölün kiyisindan Amazon ormanlarinin kalbine uzanan Yesil Ev, modernlesmeye ayak uydurmaya cabalayan bir toplum üzerinden Latin Amerikanin amansizligini gözler önüne seren bir roman.
William Faulkner ve Gustave Flaubert etkilerinin hissedildigi bu ikinci romaniyla Llosa, Rmulo Gallegos Ödülünü kazanan ilk yazar olmustur.