Dindarligin ölcüleri, epeydir, kadin kimligi ve bedeni üzerinden tartisiliyor. Islamcilik ve karsitlari arasindaki mücadele, kadinin statüsünü, kiligini kiyafetini tayin etmek etrafinda dönüyor. Bu durum, dinin anlasilma ve yasanma bicimini nasil etkiliyor Dindar kadinlar bu
mücadelenin icinde bir özne olarak neredeler, neyliyorlar
Zehra Yilmaz bu sorulara cevap ararken, Türkiye gündeminin yani sira, global düzlemdeki tartismalarin, bu arada özellikle Islam feminizm tartismalarinin etkisini de hesaba katiyor. Kadin dindarliginin kazandigi anlami ve gecirdigi dönüsümü, hem teorik düzeyde hem de
derinlemesine görüsmelere dayanarak sahada tahlil ediyor. Dindarligin icerigine iliskin kavga kadinlar üzerinden yürürken, ekonomi ve siyaset alaninin sadece erkeklere tahsis edilmis olmasinin etkilerine dikkat cekiyor yazar. Kadinlari kamusal alana cikartirken bir yandan da onlari sinirlayan bu ikili sürecin gerilimine egiliyor. Dindar kadin inisiyatiflerini, derneklerini, bu arada Basörtülü aday yoksa oy da yok kampanyasini, bu gerilimin isiginda inceliyor.
Din etrafindaki mücadelede kadinlara yüklenen rolün ve bir toplumsal deneyim olarak kadin dindarliginin bir sonucunun, dinin disillesmesi oldugunu görüyoruz. Elinizdeki kitap bu olgunun incelikli bir tasvirini sunuyor.