Her sey bes yasinda bir cocugun kacirilmasiyla basladi.
O, Meryem Ananin hizmetkari.
O, günahkarlarin avcisi.
Agnes Gaudera, yeni bir hayata baslamak üzere kücük bir köye yerlesir. Ancak gelisinin hemen ardindan bir erkek cocugu kaybolur. Sorusturmayi yürüten Komiser Konstantin Dühnfort, dört koldan yapilan aramalara ragmen kücük Jakobu bulamaz. Fakat Agnes ormanda günlük kosusunu yaparken Jakobu bir odun yiginin üzerinde elleri bagli ve yari ciplak halde bulur. Cocuk, gecirdigi travma sebebiyle kimseye bir sey anlatamaz. Ancak kisa süre sonra Jakobun ögretmeni ölü bulunur. Üstelik katil bununla da yetinmez ve hunharca isledigi cinayetlerine devam eder.
Komiser Dühnfort ipuclarini takip ederek bu olaylarin ardinda dini saplanti haline getirmis bir akil hastasinin oldugunu fark eder. Incile göre günahin bedeli ölümdür ve katil, günahkarlara bu bedeli ödetmek icin yasamaktadir. Ama ölüm bile onlar icin o kadar kolay olmayacaktir