22 Kasim 2007 gecesi, sabahin dördünde öldüm ve yalnizca dokuz saat sonra yeniden dirildim. Tam bir organik cöküs, beden fonksiyonlarinda beni hayatin son esigine, o vedalar icin cok gec olan yere götüren bir durus. Hicbir sey hatirlamiyorum. Pilar oradaydi, yengem Mara da oradaydi, ikisi de, devinimsiz, tüm güclerin terk ettigi ve ruhu cekilip gitmis gibi görünen, yasiyor olmaktan cok care bulunamaz bir kadavraya dönmüs bir bedenin önünde. O saatlerin nasil oldugunu bugün bana anlatanlar onlar. Ana, torunum, sonraki günün aksami geldi. Baba ve büyükbaba, hala kendi solumasinin rüzgariyla tükenmekle tehdit eden bir mumun alevi gibi solgundu. Sonra bedenimin kitaplarla, söyle söyleyelim, baska ciceklerle cevrili halde kütüphaneye konulacagini anladim. Kactim. Yavas, cok yavas bir kendine gelis yili, doktorlarin söyledikleri gibi, bana sagligimi, enerjimi, düsünce cevikligini geri verdi, bana ayni zamanda evrensel bir care olan isi de geri verdi. Ölüme degil, yasama dogru kendi Fil Yolculugumu yaptim, ve buradayim. Emrinize amade.